Kahveci: “Kürt sorunu, Türkiye’nin en önemli sorunu”

Özgür Gündem
Röportaj: Önsel Öztok  

“Kürt meselesi Türkiye’nin en önemli meselesidir. Bu konuda ele gelir hiçbir girişimde bulunmuyorlar. Kürtçe yayına geçilmesi lazım. Avrupa’da ‘milli azınlık’ denilen azınlıkların kültürel ve siyasi haklarının olduğundan bu hükümetin haberi bile yok. Bölge’de ölen her asker ve polisten sonra Kürtlere karşı ayrımcılığın arttığına dair belirtiler var. Hızla artan ayrımcılığı mutlaka durdurmalıyız. Yoksa iç savaşa gideriz.” Adnan Kahveci ile Önsel Öztok söyleşti.

ANKARA, Gündem- İstanbul ANAP Milletvekili Adnan Kahveci, Kürt sorununun Türkiye’nin en önemli sorunu olduğunu belirterek, “Bu konuda ele gelir hiçbir girişimde bulunulmuyor. Kürtçe yayına geçilmesi lazım. Avrupa’da ‘milli azınlık’ denilen azınlıkların kültürel ve siyasi haklarının olduğundan bu hükümetin haberi bile yok. Bölgede ölen her asker ve polisten sonra Kürtlere karşı ayrımcılığın arttığına dair belirtiler var. Hızla artan ayrımcılığı durdurmalıyız. Yoksa iç savaşa gideriz.” dedi.

Adnan Kahveci, hükümetin demokratikleşme konusundaki çalışmalarını değerlendirdi. Kahveci, Helsinki İzleme Komitesi’nin Newroz olaylarıyla ilgili raporunu değerlendirirken, basını suçladı ve şöyle dedi: “Basın suskun kaldı. Demek ki, bu insanlara dışkı yedirince olay olacak, öldürürseniz mesele yok.”

Adnan Kahveci’ye yönelttiğimiz sorular ve yanıtları şöyle:

Hükümetin demokratikleşme sorununa yaklaşımına ilişkin görüşleriniz nelerdir?

Kürt meselesi Türkiye’nin en önemli meselesidir. Bu konuda ele gelir hiçbir girişimde bulunulmuyor. Özal’ın Cumhurbaşkanı olmasından sonra atılan adımların temposunun artırılması gerekir. Kürtçe yayına geçilmesi lazım. Avrupa’da ‘milli azınlık’ denilen azınlıkların kültürel ve siyasi haklarının olduğundan bu hükümetin haberi yok.

Siyasal hak dediğinizde hangi haklardan söz ediyorsunuz?

Bakın. Bölge’de ölen her asker ve polisten sonra Kürtlere karşı ayrımcılığın arttığına dair belirtiler var. Hızla artan ayrımcılığı mutlaka durdurmalıyız. Yoksa iç savaşa gideriz. Her kötü muamele, askeri çözümler ayrılıkçılığı körüklemiştir. Temsil edilme hakkının tanındığı ortamda hiçbir Kürdün ayrı bir devlet kurmayı isteyeceğini sanmıyorum.

Şırnak bağımsız milletvekili Sayın Mahmut Alınak’ın yerel yönetimler konusunda ‘Bölge Parlamentoları’ kurulmasına yönelik bir çözüm önerisi var. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Modeli bu kadar hızlı değiştirmenin sakıncaları olduğunu düşünüyorum. Demokratikleşme bir süreç sorunudur. İl yerel meclislerine daha çok yetki verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Belediyelerin yetkileri artırılmalıdır. Vergi toplama hakları genişletilmelidir. Hatta valiler seçimle gelmelidir. Birdenbire eyalet sistemine geçilirse, büyük kesintiler yaşayacağımızı sanıyorum.

Bu noktada bir şeyi daha belirtmeliyim. Türk aydını, eğer aydın varsa, tarihinin en kara devrini yaşıyor. Bizim dönemimizde yaşanan ‘dışkı yedirme’ olayında yeri yerinden oynatanlar, son Nevruz olaylarında sivil halktan 100’e yakın insanın öldürülmesine, “iş başında SHP-DYP Koalisyonu var” diye ses çıkarmıyorlar.

Helsinki İzleme Komitesi Raporu’nda devletin ateş ettiği söyleniyor. Bu 100 kişiden söz ediyorsunuz değil mi?

Evet. Tabii. Bunların tartışılası lazım. Ama basın suskun kaldı. Demek ki, bu insanlara dışkı yedirirseniz olay olacak, öldürürseniz mesele yok.

Demokratikleştirme konusunda temel sorunlardan birini Türkiye’de TBMM2nin gerçek anlamda halk tarafından oluşturulmaması oluşturuyor. Biz Cumhuriyet’le birlikte padişahlıktan liderşahlığa geçtik. Liderlere rağmen Meclis’e giren insan sayısı çok azdır. Meclisi doğru dürüst işletmek lazımdır.