İnsanların hayatından şiir çekildi

Metin Sever

Metis Yayınları Murathan Mungan’ın Toplu Yapıtları’nı yayımlamaya başladı ve eylül ayında beş şiir kitabı çıktı. “Sahtiyan”, “Kum Saati”, “Yaz Sinemaları”, “Mırıldandıklarım” ve 1988-92 yılları arasında yazdığı şiirlerden oluşan “Yaz Geçer.”

“Kaç kere linç ettiler beni

etimin her parçası şahmeran

hangi dağın hukukuna sorarsan

der ki: Taş altındadır yılan

ağulan ey! gözleri sıradağlar gibi

bakan ağulan!

kuşan karasevdana karatarihini

kölelik hukukuyla çok sürmez

kervan

gecikse de malupların zaferi

bir gün sökün edecektir yerinden tan

bir gün yeniden cenk hikayeleri/…/”

İlk yayınlandığında birçok kişinin belleğinde kalan bu dizeler Murathan Mungan’ın “Kum Saati” kitabından. Mungan, uzun bir suskunluktan sonra Metis Yayınları tarafından basılan Toplu Yapıtları ile yine gündemde. Metis Yayınları ilk olarak Mungan’ın beş şiir kitabını yayımladı: “Sahtiyan, “Kum Saati”, “Yaz Sinemaları”, “Mırıldandıklarım” ve yeni şiir kitabı “Yaz Geçer”. Mungan, “Yaz Geçer”e 1988-92 yılları arasında yazdığı şiirleri almış.

Okur, Murathan Mungan’ ismini ilk olarak “Mahmut ile Yezida” kitabıyla tanımıştı. Yıl 1980. Sonra birbiri ardına diğer yapıtlar geldi: “Osmanlıya Dair Hikayat”, “Sahtiyan”, “Taziye”, “Kum Saati”, “Son İstanbul”, “Cenk Hikayeleri”, “Kırk Oda”. Bu arada uzun zamandır hazırlamakta olduğu diğer şiir kitapları da yayınlanmak üzere sırasını bekliyor.

“Şiirleri biriktirip biriktirip sayı tutunca kitap yapmıyorum. Her kitap benim kafamda belirli bir bağlama oturuyor. Aynı tarihlerde birden fazla şiir kitabı yazıyorum. Son yıllarda da ayrı ayrı havuzlarda oluşmuş şiir kitaplarına çok fazla şiir hazırladım. Altı şiir kitabı üzerinde çalışıyorum. Kimisi 78’den, kimisi 90’dan bu yana biriken şiirler. Her birinde farklı sesler, şiirsel yapılar kullanıyorum” diyen Mungan “Yaz Geçer”in, mevsim olarak yaz ile yazının ses benzerliğinden yola çıkarak oluşturulmuş bir kitap olduğunu söylüyor. Mungan, “Yaz Geçer”i şu sözlerle anlatıyor.

“’Yaz Geçer’de, ‘Mırıldandıklarım’da ve ‘Yaz Sinemaları’nda olduğu gibi aslında çok az kişinin cesaret edebileceği bir şey yapmaya çalıştım. Gündelik dildeki gizli şiiri ortaya çıkarmak, yalınlıktaki derinliği söze geçirmek ve bu kitabın şiir sesini böyle kurmak istedim. Alçak sesle, usul sesle okunacak şiirler. Başka devirde çalındığında iyi sonuç vermeyen plaklar gibi. Sesini bulduğu zaman bütün anlamını ele veren, gizini açan şiirler oldu bunlar. Bu kitap bana deniz imgesi eriyor. Bu kitabı deniz gibi düşündüm, alabildiğine uçsuz ve alabildiğine derin. Bu yüzden de uzun şiirlerde hem sesi hem de görüntüyü bu imgenin çerçevesinde kurmaya çalıştım.”

“Dünya magazinleşti, insanların hayatından şiir çekildi, Almanya’da da şiir kitapları bin basıyor” diyen Mungan, “Evet, şiir kitapları giderek piyasadan çekiliyor ama Türkiye’de iyi şairler olduğuna ve iyi şiirler yazıldığına inanıyorum. Ancak, ne yazık ki edebiyatın üretimi ve kalitesi ile bunları değerlendirme kriterleri ters orantılı” diyor.

 

Yalnız Bir Opera

ölü bir yılan gibi yatıyordu

aramızda

yorgun, kirli ve umutsuz

geçmişim

oysa bilmediğin bir şey vardı

sevgilim

ben sende bütün aşklarımı

temize çektim

 

imrendiğin, öfkelendiğin

kızdığın ya da kıskandığın

diyelim

yani yaşamışlık sandığın

Geçmişim

dile dökülmeyenin tenhalığında

kaçırılan bakışlarda

gündeliğin başıboş

ayrıntılarında

zaman zaman geri tepip

duruyordu. Ve elbet üzerinde

durulmuyordu.

Sense kendini hala hayatımdaki

herhangi biri sanıyordun, biraz

daha sevdiğim, biraz daha

önem verdiğim.

 

Başlangıçta doğruydu belki.

Sıradan bir serüven, rastgele bir

ilişki

gibi başlayıp, gün günden

hayatıma yayılan, büyüyüp kök

salan,

benliğimi kavrayıp, varlığımı ele

geçiren bir aşka bedellendin.

Ve hala bilmiyordun sevgilim

Ben sende bütün aşklarımı

temize çektim

Anladığındaysa yapacak tek

şey kalmıştı sana

bütün kazananlar gibi

terk ettin