Haber Merkezi – Gazetemize destek çığ gibi büyüyor. “Demokratik Girişim Komitesi”nin “Gündem’e Destek” çağrısı üzerine dün gazetemizin Kadırga’daki merkezi yüzlerce dostunu ağırladı. Yoğun ziyaretçi akını yaşanırken, telefon, telgraf ve faksla ulaştırılan destek mesajları birbirini izledi.
Sosyalist Birlik Partisi (SBP) İzmir İl Başkanı Avukat Sami Alptekin, Başbakan Süleyman Demirel’e bir telgraf göndererek hükümetin tutumunu eleştirdi. Alptekin, telgrafında saldırıların “Hain bir plan” olduğunu ve “bu hain plan durdurulmazsa gökkubbenin altında kimlerin kalacağının kestirilemeyeceğini” bildirdi. Adalet Bakanı Seyfi Oktay ve İçişleri Bakanı İsmet Sezgin’e de birer mektup gönderen Alptekin, Gündem’in yasal bir gazete, çalışanlarının da basın emekçisi olduğunu hatırlattı.
Eski haber müdürümüz Semra Somersan da tedavi gördüğü hastaneden ilettiği mesajında iyileşir iyileşmez Gündem’e katkı için işe koyulacağını bildirdi.
Gazetemize ulaşan diğer mesajlar da şöyle: Almanya’dan Ceylanpınarlı Yurtseverler: Sevgili Hocamız Hüseyin Deniz! Seni aramızdan alan “Devletin meçhul çetelerine” bir kez daha söylüyoruz: Biz bitmeyiz öldürülmekle. Yüzlerce öğrencisiyle bayrağı devraldık. Söz veriyoruz, söz onurdur onuru çiğnetmeyeceğiz. Halkımızın bağı sağ olsun.
Halkevleri Genel Yönetim Kurulu: Bugüne kadar faili meçhul diye tanımlanan o kadar ölüm olaylarına tanık olduk ki Güney Amerika, Güney Afrika ülkelerine benzeme geçişini tamamladık galiba. Kaçırılmalar, kaybolmalar, cesetler, kitlelere açıktan saldırı ve üzerine hedef seçerek ateş açma. Demokratikleşme ya da şeffaflaşmayı ilke edindiğinin söyleyen bugünkü iktidar ortakları, diğer konularda olduğu gibi meçhul ölümler konusunda da hiçbir somut adım atamamışlardır. İçişleri Bakanı’nın açıklamalarını talihsizlik olarak görüyoruz. Arzu Yılmaz (Çağdaş Gazeteciler Derneği Güney Marmara Şubesi): Gazetecilere yönelik her türlü saldırıyı, gerçeği bulma ve aktarma çabasına yönelik tehditler olarak niteliyor ve hele hele bu saldırıların insan hayatına mal olmasını nefretle kınıyoruz.
Grup Kızılırmak: Kirli bir savaş politikasıyla gerçeğin üzerinin örtülmeye çalışıldığı bir ortamda, mesleğinin onuruna sahip çıkanlara yönelik saldırıları nefretle kınıyoruz. Bu kurşunların doğrudan ve güzelden yana olan herkese sıkıldığına inanıyoruz. Demokrasi nutuklarının atıldığı bir ülkede, “Hükümetin Başı”na, “Devletin cinayet işlediği”nin söyletilmemesi hiçbir şey ifade etmiyor. Devlet cinayet işliyor. Bizler kendimizi Gündem’in doğal muhabirleri olarak görüyoruz.
Türkiye Sinema Emekçileri Sendikası Yönetim Kurulu (DİSK üyesi): Gündelik hayatınızı, insanı insan yapan değerlerimizi ve gerçeği pazarda satılabilir bir meta haline getirmenin öncülüğünü ve teorisini yapanlar “saygın gazeteciler, sanatçılar ve bilimciler” olarak kendilerini kamuoyuna pazarlarken, meslek ahlakını ve öz saygısını koruyarak mesleklerini sürdürmeye çalışanlara düzenlenen sürek avı “militan” olmaları gibi bir gerekçeyle meşrulaştırılıp, teşvik edilebiliyor; hem de ülkenin Başbakanının ağzından…
Atilla Aytemur (SBP İstanbul İl Başkanı): Başbakan Demirel’in Sabah gazetesinde yayınlanan öldürülen gazeteciler hakkındaki “Bunlar gazeteciler kılığında militanlar” şeklindeki demeci, koalisyon hükümeti adına bir talihsizliktir. Bu yaklaşım cinayet odaklarına cesaret verdiği gibi, ister suçlu iste suçsuz olsun tüm yurttaşlarımızın yaşama hakkına yönelen hunharca saldırılara meşruiyet tanıyan tehlikeli de bir tutumdur. Hükümet, sorumsuzca açıklamaları bir yana bırakarak, bütün kuşkuları üzerinde toplayan kontrgerillacı terör odaklarının üzerine gitmeli ve artık infaz sistemine dönüşmüş bulunan 055 gibi uygulamaları derhal kaldırmalıdır.
Öte yandan, Adana İHD Başkanı Cumali Tunç, TSİP, Aktüel çalışanları adına Yayın Yönetmeni Gülay Göktürk, Tüm-Bel-Sen İETT Şubesi, Mahmut Güvenç, Sosyalist Birlik Partisi Gaziosmanpaşa İlçe Teşkilatı, PKK’li tutuklular adına Hamili Yıldırım, Edirne Halkevi, İnegöl Halkevi, Hasan Mardinli, Bursa Özgür Halk Temsilciliği, Özlem Boztaş, Avukat Hüdayi Berber, Yurtsever Hukukçular, İşçilerin Sesi Çalışanları, Almanya’dan bir grup Türkiyeli ve Kürdistanlı işçiler ile Hasan Işık ve Hasan Bağbudar da gönderdikleri mesajlarla saldırıları kınayarak, desteklerini bildirdiler.